15 Kasım 2011 Salı

Havadan Sudan, Ha Bir de Jin'den ~~

Bugün keyfim yerinde, odam sıcacık, dışarıda kar yağıyor, tam bloga yazmalık yani. Bayram ve çeviri maratonunun ardından iyi geldi valla. Duyan da bayramda oradan oraya koşturdum, bayramlaşmaktan helak oldum sanacak. Bayramlarla uzaktan yakından bir alakam yok, ben bayramlarda yıllardır evden dışarı adımımı atmam. Bayram denince, herkesin suratsızca, fönlü/jöleli saçları ve topuklu ayakkabılarıyla oradan oraya koşturması geliyor gözümün önüne ve bu yüzümün seğirmesine sebep oluyor. O yüzden ben de sözde bayram tatilimin keyfini çeviri yaparak çıkardım. Aylak geçirdiğim 2 aydan sonra çeviri yapmak bana müthiş zevk verdi, çok özlemişim. Az buz değil, Janoomma'yla 2 Don Kişot'tan, 4 de Youkai Ningen Bem'den olmak üzere toplam 6 dizi bölümü çevirdik. Çeviriden arta kalan zamanlarımda güncel olarak takip ettiğim dizileri izledim. Bir arkadaşın dediği gibi keşke vizelerdeki sorular dizilerden çıksa, bak o zaman nasıl güzel notlar alıyoruz. Di mi ama?
Şimdi biraz Jin'den bahsedelim. Biliyorsunuz, 8 Kasım'ın gelmesini iple çekiyordum. Öyle 1-2 cümleyle, bir kliple geçiştirilecek şey değil benim için. O yüzden 1-2 hafta başa alıyorum ve oradan başlıyorum anlatmaya.

4 Kasım 2011 - Harold - Kumar 3D Christmas'ın Galası'nda Jin'in Röportajı


Jin videoda Los Angeles'a taşındığından, bir single çıkarmak üzere olduğundan bahsediyor. Jason Derulo'yla çalıştığını söylüyor. Adam "Onunla çalışmak nasıldı? Son yıllarda buraları sallıyor!" dediğinde Jin sadece "Evet, duydum." diyor. "L.A'da neleri sevdin?" sorusuna da "Öncelikle havasını sevdim ve burada hayranlarım var, onlarla takılmayı sevdim" vs. dediğinde adam "Peki ya kızları?" diye soruyor. Jin de "Evet, kızları da sevdim" diyor. Sevgilin var mı sorusuna "I'm kinda single." cevabını veriyor, ki kinda single olmak neymiş ben de Jin'den duyuyorum. "Gibi gibiyim, gibiyim..." Böyle bir şarkı yok muydu? Neyse, BoA'yla flört aşamasını geçememiş olmalarından şüpheleniyorum. Jin'in en sevdiim özelliği dürüst olmasıdır. Biri soru sorduğunda düşünür, hatta bazen abartıp 1 dk boyunca düşünür ve hissettiğini söyler, öylesine cevap vermez. O yüzden bu "Sevgilin var mı?" sorularında çok cebelleşiyor. Yok dese olmuyor, var dese olmuyor. :D Çok güldürdü beni. Ayrıca videoda adeta bir şirinlik abidesi! ^^


5 Kasım 2011- Kollaboration 11 Kırmızı Halı


Bugün yine aynı adamla röportaj yapıyor. Adam dünkü filmi beğendin mi, n'aber falan faslını geçtikten sonra hemen TakeOver serisinin ilkini izledik diyor. Adaaam, adam! İzlersin tabii! Diğer koyduğun videodaki ünlü olmaya çalışanlar 200 kere izlenmişken Jin'in videosu 27 bin kere izlenmişti. Aynı 47 Ronin ekibi gibi senin de Jin'in gerçek ünü karşısında şok olduğu tahmin edebiliyorum. Neyse, bildiğimiz şeylerden bahsediyorlardı, muhabbet ediyorlar. Yok işte ben hiphop severim, şununla çalışmak isterim... Tam o anda, arkadan yarışma ekibinden deyimi yerindeyse tam bir hödük geliyor. Zamanımız doldu diyor asabi asabi. Adam Jin'in kolundan tutup içeri sürükleyecek nerdeyse. Neyse Jin bozuntuya vermiyor, gider ayak röportajı tamamlamaya çalışıyor. O an adama çok sinirlendim ama sonra Jin'in bir sözünü hatırladım. BoA'ya mı ne yazmıştı. "Hemen sinirlenme, insanlardan bu kadar kolay nefret etme." tarzı bir şeydi. Tamam, Jin sakinim, nefret yok.


7 Kasım 2011 - The TakeOver serisinin 2. Bölümü

Video, klibin çekim görüntüleriyle başlıyor ve bitiyor. Ortasındaysa Test Drive klibinin yönetmeni konuşuyor. Şarkıyı ilk duyduğunda aklına sevdiği bir film gelmiş, o filmden esinlenmiş. Güzel kızların araba çalması vs. Temayı anlatıyor- Bu kısımda mühim bir şey yok.


8 Kasım 2011- Büyük Gün!
Varan 1!
JIN AKANISHI ve JASON DERULO "TEST DRIVE" Düeti Çıktı!

Varan 2!
JIN AKANISHI'yle Canlı Yazışma İmkanı!

Varan 3!
TEST DRIVE Klibi Yayınlandı!

Johnny's'ten gelen mailde bunlar yazıyordu kısaca. Eğer bu yazıyı okuyorsanız, okurken gerçekten çok sevdiğiniz bir ünlüyü düşünün ve kendinizi benim yerime koyun. Belki böylece bir nebze olsun beni ve o anda hissettiklerimi anlayabilirsiniz. :/
Kalbim küt küt atmaya, ellerim titremeye başladı. Nasıl heyecanlıydım anlatamam, kendimi ilk defa salak bir fangörl gibi hissediyordum. Jin'e istediğimi sorabilecek, onunla yazışabilecektim! O an ikimizin de aynı şeyi yapacak olmamızı, yani aynı anda pc başında olacak olmamızı düşünmek bile beni mutlu ediyordu. Evet, itiraf ediyorum. o akşam, o dalga geçtiğim aptal kızlara döndüm. "Jin de insan yahu, ne olacak, görsem başımla selam veririm ve onu takdir ettiğimi anlatırım, neden heyecanlanayım" Bırrt! Yalan, hikaye! Tüm o söylediklerim anlamsız gelmeye başladı o an. Bu fırsatın bir daha elime geçmeyeceğini düşünüp gururumu bir kenara bıraktım, o akşamlık kendime her türlü saçmalık yapma iznini verdim. Resmen içmeden sarhoş olmuş gibiydim, şu an bile o akşam içtim de benim mi haberim olmadı yahu diye düşünüyorum. :D Her şeyi hayal meyal hatırlıyorum, rüya gibiydi aynı. Mutluluktan evin içinde bir o yana, bir bu yana koşasım geliyordu. Ki odada birkaç tur atmış olabilirim, hatırlamıyorum. :P Saat'e baktığımda şok oldum! Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım, çok ilginçti. Ben saatin 9 falan olduğunu düşünüyorken saat 12 olmuştu! Türkiye saatiyle gece 2'de yapılacaktı hayran yazışması ama bırakın soracak soru hazırlamayı, ben daha psikolojik olarak bile hazırlanamamıştım. Tamam, deli gibi heyecanlıydım, Jin'e bir şeyler yazmak istiyordum ama o an aklıma hiç bir şey gelmiyordu. Üstelik bunları düşünürken bildiğim tüm İngilizce'yi unuttum. Hatta Türkçe'yi bile unuttum. Ellerim klavyeye, gözlerim monitöre kilitlenmiş vaziyette Jin'in ekranda görünmesini bekledim. Jin geldi, güldü, konuştu, bir ara mikrofonu bozuldu, single'ı için heyecanından bahsetti vs. Bir baktım program bitmiş. Hafızamın o kısmı yok adeta. Rüzgar gibi geldi geçti Jin. Aklımda, sunucunun Jin'in performans vermesini istediğimiz ülkeler arasında Türkiye'yi saymamış olması kaldı. Sunucu "Aldığın en güzel hayran hediyesi ne?" diye sordu. Jin "Biz hediye almıyoruz, yasak" dedi, adam da o zaman menajerleriniz yaşadı dedi. Bu espriye bayağı güldüğümü hatırlıyorum nedense. Hahahah :D Jin de çok heyecanlıydı. Onun için de yeni bir şeydi. Hem Amerika çıkışını yaptığı gündü, hem de hayranlarıyla birebir muhatap olmak zorunda kalacak. Adam Twitter'dan ya da başak bir profilinden hayranlarının yazdıklarını okur ya da programa, sahneye çıkar performansını sergiler. Bunlarda bir sorun yok ama bir hayran buluşmasında ya da o günkü gibi bir yazışmada, hayranlarla birebir muhattap olmak zorunda ve en saçma teoriye sahip hayranımsıların kendileri kadar saçma sorularına maruz kalma ihtimali var. Çok şükür korktuğum başıma gelmedi, hayranları Jin'i rahatsız edecek şeyler sormadılar, pozitif bir enerji yaratmayı başardılar. Sanırım Jin, KAT-TUN'dan ayrılmasının meyvesini almaya başladı. Gruptan ayrılarak Jin'i olduğu gibi değil de görmek istedikleri gibi gören hayranımsıların büyük bir kısmından kurtulmuş oldu. Umarım Jin o akşam yazdıklarımdan birkaçını görmüştür. :)
Son olarak Jin'in Jason Derulo'yla yakın olmadığını düşünmeye başladım. Neden mi? Öncelikle 600 küsur kişiyi takip eden Jason, hayranların ısrarla Jin'le ikisini aynı iletide taglamalarına karşın Jin'i takip etmedi. Yukarıda bahsettiğim gibi Jin fazlasıyla dürüst biri. Ne zaman Jason'ı ve onunla çalışmanın nasıl bir his olduğunu sorsalar kibarca gülümseyerek soruları geçiştiriyor. "Belki şarkı için bir araya bile gelmemişlerdir" dedi bir arkadaşım. Haklı. O nete düşen ilk ve tek video haricinde ikisinin bir araya gelip gelmediğini bilmiyoruz. Klibi de farklı zamanlarda çekmişler zaten. Belki de Jason sadece ajansın dayatmasıyla Jin'le düet yaptı -ki muhtemelen öyle- ve onun haricinde muhatap olmak istemiyor. Yanlış anlaşılmasın, şarkıyı dinledim ve klibi izledim, Jason da çok emek vermiş. Jin'den hoşlanmak zorunda değil, hatta hoşlanmıyor olabilir. Benim anlatmak istediğim Jin'in, "Jason'la anlaşabildiniz mi?" gibi sorulara cevap verememesinin sebebi Jason'la tam anlamıyla takılmamış olması.
Son, son dedim ama bir şey daha vardı. Herkes ama herkes, yabancı forumlarda da, Türk forumlarda da rastladığım kadarıyla herkes adamın şapkasına ve gözlüğüne takmış. Bu kadar abartmayın yahu.Tüm Johnny's oğlanları konserlerde vücut şovu yapıyor biliyorum ama Jin bu konuda en başından beri çekimserdi. Ne istediğine karar verdiğinden beri üstünü bile çıkarmıyor konserlerde. Adamın bir yıldır söylemeye çalıştığı şey "Ben artık vücudumla bir yere gelmek istemiyorum, beni tipim için değil, şarkılarım için sevsinler." 
*AnAn Fotoğrafları başka. Konuyu dağıtmıyorum. 
*Ve hayır, ben Johnny's'e teşhirci demedim. Onların showlarında çıplaklık da oluyor demek istedim.

-----------------------
Unutmadan hayran yazışmasından sonra Jin'in hayran buluşması vardı. 10 şanlı hayran onunla tanışma fırsatı yakaladı. Çok kıskandım, hem de çok! :(

video platformvideo managementvideo solutionsvideo player

0 yorum: