9 Eylül 2013 Pazartesi

JaeJoong da "Onları ilk ben keşfettim Cınıııım!" Dese ya! :D

Anlatacak çok şeyim var. Kaç gündür pc başına geçmeyi bekliyordum bunları yazmak için.

Bir ara MuBank biletimi satmaya çalışıyordum ya hani. 2 seferinde de alıcılar son anda vazgeçti. Ben de çok kaderci biri olarak "Acaba hayırlısı mı böyle? Allahım bir işaret ver" diye düşünürken, (Dream Tv açıkmış, ben farkında değildim) Tv'deki kadın VJ Music Bank'ten bahsetmeye başladı. O an hiç şüphem kalmadı bu konsere gitmem gerektiğinden. Dedim isterlerse 600 tl versinler, ben bu bileti kendime saklıyorum. :D Şimdi bu kararımı ayakta alkışlıyorum, satmayı düşündüğüm koca 2 hafta için de kendime sövüp sayıyorum. K-pop hayranlarının çoğu hakkındaki düşüncelerim zerre değişmedi ama onlardan illallah edip böyle bir olayı kaçırmam kötü olurmuş. Neyse efendim, sözde konsere gitmek istemeyen Mirune daha Cuma sabahı İstanbul'da oldu. Niye? Havaalanı karşılaması için! Evet. :D

Cuma akşam sora danışa Atatürk Havaalanını buldum. Gittiğimde resmen dehşete düştüm. 400-500 kişi vardı desem abartmış olmam. Karşılamaya gelenlerin olacağını düşünüyodum da bu kadarını beklemiyordum açıkçası. O.o Baştan sona dizilmişler, hiç boş yer yoktu. İzdihamdan korktuğumdan gittim sıranın en ucuna geçtim. Hani belki 1-2 saniye görebilirim diye. Saf ben. Hayranların idollerin ardına takılıp koşacaklarını düşünemedim ki. İdoller benim olduğum yere yaklaşınca, ben ne olduğunu anlamadan izdihamın içinde buldum kendimi. Video çekemediğim gibi kimseyi de göremedim. Bir Suzy'i gördüm 1 saniye kadar o da. İstanbul'a erken gittiğime değmedi. Neyse dedim, yarın büyük gün. Orada nasılsa hepsini göreceksin.

Konser günü sabah 6'da kalktım ve 7'de evden çıktım. Misafir kaldığım ev konser alanına çok uzak olduğundan 2 metrobüs, bir otobüs ve bir taksi sayesinde "ancak!" alana ulaşabildim. Gittiğimde saat 9'du ve 150 kadar bekleyen fan vardı. Yabancılar konser kültürüne daha aşina olduklarından geceden gelip sıra tutmuşlar. Saat 9-12 arası ortama kargaşa hakimdi, her kafadan farklı bir ses çıkıyordu. Neticede diğerlerinin yeri belli, sabahın köründe kasmalarına gerek yok ama vip alanların bir sırası yok ve hepsi idolleri en yakından görmek istiyor, başka şehirlerden, hatta başka ülkelerden gelmişler. Herkes o kadar çile çekmişken, para vermişken bir kişi bile fark ediyor sırada. Öne kaynayanlar edenler oldu. Düşünün 2 saat bekledim, arkamda biriken fan sayısı 10'du! Ama ortam 2 katı kalabalıklaşmıştı. Nasıl oluyosa artık! -.- Orada olanlar varsa "Arkadaşlar herkes önünü arkasını bilirse, araya kaynamalara izin vermezse tüm olay çözülecek. Vip sırasının sonu şurada, lütfen yeni gelenler oraya geçsin vs." repliklerinden beni hatırlayacaktır. :P

Sonra gelen görevli bariyer çekeceğiz, sizi gölgeye alacağız falan dedi. Sıra tamamen karıştı ama bu benim ve arkadaşımın çok işine yaradı. Hak ettiğimiz yerde ilk 150de yerimizi alabilmiş olduk bu sayede. Allahın sopası yok işte. Öne kaynayanlara iyi oldu. Gerçi birkaç kişi daha önde olduğu halde geriye kaldı, onlara üzüldüm ama bak. :( Neyse, başladık beklemeye efendim. Adeta bir kardeşlik havası hakimdi kuyrukta. Artık herkesin yeri belli olduğundan herkes rahatladı. Krakerler, çikolatalar serildi ortaya, başladık K-pop dedikodusu yapmaya. Gülüştük, fotoğraflar çekildik falan. E tabi saat 12'den 5'e kadar beklemekten başka yapacak bir şey yok. Bir ara öndeki hayranlar ileri koştu, biz de kapı açıldı sandık ileri koştuk. Meğer açılmamış kendi kendilerine takılıyorlarmış. Bu aptal hareketleri yüzünden sıkıştıkça sıkıştık. Yapışık bekledik resmen 2 saat. Yüzlerce insanın geriye çekilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından kalakaldık olduğumuz yerde. Küçük bi alana sıkışmış olduk yani. İşte en zoru oydu. Onlar bu aptal eylemi yapmadan önce en azından oturabiliyorduk. Böyle olunca, nefes alamadık, değil oturmak, hareket edemedik. Sırada sürekli "Tüm bu çektiklerimize değer umarım" diye düşündüm. Neyse saat 17:00 oldu. Sözde kapılar açılacaktı ya açmadılar. 8 saat ayakta bekleyen ve of demeyen biz, 17:01 olduğu anda başladık söylenmeye. İnsanların tuhaf varlıklar olduklarını düşünüyorum hep. Beklentiye girdiğinde o gerçekleşmezse sinirleniyosun ama diğer türlü beklentin yoksa sabredebiliyosun mesela. Bize 17:00'de açılacak demeseler biz daha beklerdik gibi geliyo :p Zor olsa da!

Kuyrukta bekler iken.


Neyse, kapılar 17:30'a doğru açıldı. Ben kimseyi ezmemeye ve itmemeye dikkat ederek içeri koştum ama bir baktım, benim yanımda sırada olanlar çoktan içeriden yer kapmış, ben yine sona kalmışım. :p Hemen arkadaşımın yanına geçtim. Sahnenin sol önündeydim. En öndeydim, korkuluklara dayanıyordum, sahneye gerçekten çok yakındım. Ama catwalka yakın sayılmazdım ve aklıma ilk HongKi'm geldi. Yavrum pek sever atlamayı zıplamayı. Dedim kesin orada şarkı söyleyecek. Ama o tarafa geçseydim, 2.3. kişi olacaktım önden, buradaysa en öndeydim. Ben catwalka mı gitsem diye düşünürken zaten daha da doldu oraları. Ben de olduğum yerde kalmaya karar verdim. Sahne girişi çıkışı vardı önümde. Herkesi çok yakından gördüğümden pişman da olmadım. :D Netten bulduğum bir foto. Tam seçemedim ama o sarı balonun orada bir yerdeydim işte.


Önce KBS görevlisi Koreli bir kadınla, Koreli bir Bay çevirmen çıktı sahneye. Başka ülkelerden gelen var mı gerçekten diye teyit ettiler. Ama ne aptal adamdı o çevirmen öyle, insan "Yunan var mı?" diye sorar mı? Yunan, yunan olduğunu bile bilmiyor ki. İngilizce sorsana be adam, Greek falan desene yahu. Neyse, dediler 15 dakikaya başlıyor konser. Nasıl heyecanlandım, sıra beklerkenki tüm yorgunluğum gitti resmen. Büyük ekranda dönen kliplerle coştuk konser başlayana kadar. Sonra büyük an geldi, konser başladı.

İlk başta Karadeniz Halk Oyunu vardı. Horonu oldum olası sevmişimdir, hep denemek istemişimdir ama ayak hareketleri çok hızlı ve sert olduğundan başarabileceğimi sanmıyorum. Sonra bize bir jest yaptılar. K-pop şarkılarından bir mixle horon figürleri sergilediler. İçim bir hoş oldu, gurur duydum ya. :)) Dışarıda birkaç kızın "Ay umarım saz maz çalınmaz konser başında" falan dediğini duyup sinirlenmiştim zaten. Direkt dedim kıza "Sen aslından utanıyor musun?" diye. Oldum olası kendi kültürünü küçümseyen, hak ettiği kıymeti vermeyen insanları kınamışımdır. Kore'yi o kadar seviyorlar ya hani, hiç mi fark etmiyorlar. Her ne kadar Amerikan özentisi dense de bu adamların hiç vazgeçmedikleri gelenekleri var. Yaşatıyolar kültürlerini, Japonlar kadar olmasa da yaşatıyorlar. Bizim halk müziğimizle de, kendimize özgü enfes yemeklerimizle de, her şeyimizle gurur duyuyorum vallahi.

Sonraaa... Tüm gruplar teker teker çıkıp selam verdi. Grupların çıkış sırasını hatırlamıyorum, çünkü 2. grup olan FT.Island çıktıktan sonra kayışım koptu. "HongKi!!!" diye bağırıp el falan salladım, yanında SeungHyun falan hepsi geri el salladı, güldü falan ama HongKi uyuzu hep ileri önüne baktı. Ölecek gibi hissettim. 5 metre ötemde ve bakmıyor, görmüyor. Ha, o da ayrı bir olay. Bakınca ne olacaksa, sanki başımız göğe erecek! Ama hayır işte, o psikoloji çok başka bir şey. İnsan bir şekilde iletişime geçmek istiyor, o hep ekrandan izleyip sevdiği insanlarla. Sen hep onu izliyor ve seviyorsun, o da seni bir kerecik görsün istiyorsun. Hani dediğim gibi, bir şey olacağı yok ama insan bi bakış, bi tebessüm falan istiyor elinde olmadan. Ben normalde değil çığlık atmak, el kol sallamam falan diyodum. Hepsini de yaptım valla :D İşin güzeli karşılık da aldım! :p Sonra ben HongKi'ye el sallarken önümden Suju geçti!!! Ben dalıp gitmişim HongKi'ye, gözümü bile kırpmıyorum, aklıma kazımaya çalışıyorum. Bir çığlık koptu ama ne olduğunu son anda anladım. Ağzım açık kaldı. Arkadaşımı payladım hemen, niye dürtmüyosun ya diye. Adamlar önümden geçti, ben yüzlerine bakmadım. Olacak iş değil. O da bana kızdı "Koskoca SuJu önünden geçti Mirune. Nasıl fark edemezsin!" diye :D

Sunucular TRT'den güzel bir bayan, Suzy, Kyuhyun ve Dujun'du. Sahneye ilk Mblaq çıktı. Konserin yarısını hatırlamıyorum aslında ya. Çok ciddiyim, rüya gibiydi. Hani rüyaları da tam hatırlamaz ya insan. Öyle işte. Neyse, yanımdaki okul arkadaşım yıllardır Joon hayranıdır. Süper resimler çizer. Hatta durun sayfasını paylaşayım. Joon'a vermek istediği bir dosya vardı. İçinde Joon çizimleri ve Korece bir mektup vardı. Havaalanında çocuk tam alacakken koruma kızın elini itmiş, nasıl üzüldük. :( Konserde bir şekilde ulaştırmak istiyorduk o çizimleri. Amacımızı belirledik ve emin adımlarla ilerledik :p İlk önce korumaya sorduk, o da gidip danıştı. "Ben alamazmışım, sadece sahneye atabilirmişsiniz ama sanatçının yerden alıp alamayacağını bilemeyiz. Şans." dedi. Mblaq çıkınca biz bir ağızdan Joon'a seslenip resimleri göstermeye çalıştık. Ve hakikaten dans ederken 3-4 kere baktı bizim tarafa. Arkadaşıma göre gördü ama ben 5 metreden resmin ona ait olduğunu çözebilir mi bilemedim. Neyse sonra catwalktan ortadaki sahneye geçtiler. Joon'u izledim uzak da olsa. Zaten hep tatlı bulurdum onu ama itiraf etmem gerekirse dünya gözüyle görünce çok yakışıklı olduğunu fark ettim. Hatta dünya gözüyle gördüğüm en yakışıklı adamdı bile diyebilirim. Kolları ve omuzları ayrı seksiydi. Allahım bu çocuk insan ana babadan mı doğmuş diye düşünmeden edemedim. Mblaq hep orta sahnede dans etti. Arkadaşım birinden dosyayı sahneye atmasını rica etmiş. Atıp Thunder'a al işareti yapmışlar dosyayı gösterip ve Thunder almıııııış!!! Düşünsenize aylarca çizdiği resimler Joon'a ulaştı. Onu görmeyi bile hayal edemezken çiziyordu o resimleri! :D Mblaq kulise giderlerken tam önümüzden geçtiler. Bir kol mesafesi falan vardı yani aramızda. Yine geçişlerini izledim şaşkın şaşkın. Şaşkınlıktan tepki veremiyorum ben öyle durumlarda ya! :D

Sonra Ailee çıktı. "Üsküdara Gider iken"i söyledi. Valla da Türkçe'yi çözer o kadın istese 2 ayda. Telaffuzu çok iyiydi. Ailee'nin çok şarkısı olmadığından tüm şarkılarını ezbere biliyordum. Eğlenerek eşlik ettim hatuna. Ben ekran idolleri olduğundan kilolu gösteriyordur diyordum ama hayır, hepsi ekranda nasılsa tam olarak öyleydi gerçekte de. Daha zayıf değillerdi. Dimek ki Kore ekranı kilo katmıyor insana, katan Türk ekranı!! :p

Ben hala acaba sahnenin bu yanını seçmekle kötü mü ettim diye düşünüyordum ki sahneye FT.Island çıktı. (Sunucuların kısımlarını inanın anlamadım, hiç de hatırlamıyorum zaten hangi ara çıkıp ne dediler falan :p) HongKi tahmin ettiğim gibi hoplaya zıplaya orta sahneye gitti. :D En çok onu görmek istiyordum, en az gördüğüm o oldu açıkçası. SeungHyun tam önümde çalıyordu gitarını. FT. performanslarını izleyenler aşinadır onun çapkın bakışlarına. Sürekli seyirciye oynar, pek bir artisttir. Aynısını bana ve yanımdaki kızlara da yaptı. Nasılsa HongKi kısımlarında kamera onu çekmiyor ya hani, komik komik dans ediyor, gülücükler dağıtıyor, el sallıyor, göz kırpıyor. Bi ara arkamı dönüp HongKi nerede diye bakmıştım, önümü döndüğümde direkt gözlerimin içine içine bakıyordu, gözlerini ayırmadan şarkıyı söylemeye devam etti, serenat yapar gibi :p JaeJin'in de aşağıya kalır yanı yok hani. O da öpücük gönderdi herkese sıradan. Tüm şarkılara eşlik ettim, hopladım zıpladım. JaeJin şarkıları ezbere bilmemize falan şaşırdı epey. Sırf FT performansı için değermiş oralara gitmeye, o an anladım. Tüm çilelere, o uzun bekleyişe değmişti. İyi ki de bileti satmamıştım, iyi ki de sabahın köründen beri beklemiştim.:D Severely, I wish, Like The Birds'ü söylediler ki belki 10 kere yazmışımdır Twitter'da falan da, HongKi'nin en çok söylemesini istediğim şarkıydı Like Birds!
Sonra Miss A çıktı. FT.Island'tan sonra onları merak ediyordum zaten. Neredeyse tüm şarkılarını bilir ve severim. 'I don't need man, Good girl,Bad Girl, Breath ve Love Alone'u söylediler. Çok eğlendim! İnsan eşlik edince-edebilince :p- daha bir eğleniyor. Fei'in güzelliğine zaten hayrandım, daha da bi hayran oldum. Maşallah hepsi de çok güzeldi. Min'in ben hep kafası iyi sanıyodum biliyo musunuz? Toplu olarak çıktıklarında falan deli gibi eğleniyor sahnede, kafa falan sallıyor. Sanırım normali böyleymiş kızın, duramıyor yerinde. :D Miss A de iyiydi yani kısaca.

Sonracııma Beast çıktı. Junhyung'un dizisi Monstar'ı Korea-Fans ekibi olarak çevirdik. Beast'i biliyordum ama hiç ilgilenmemiştim. Diziden sonra ilgilenmeye başladım elbette. :p Hem arkadaşıma sözüm vardı, Beautiful Night şarkısında onu düşünerek eğlenecektim. Ama artık enerjim bitmişti. Bacaklarımdaki ağrı dayanılmaz bir hal almıştı. Düşünsenize 12'i saati bulmuştu ayakta olmam. Üstelik aç ve susuz beklemiştim. İnsanın dilinin damağına yapışması öyle bir şey olsa. Aklımdaki tek şey suydu. Adapte olmaya çalıştım sahneye ama gözlerim karardı falan. Bi B2UTY'e yer vermiştim, yakından izlesin çocukları diye. Kız konseri bıraktı, bana iyi misin dedi. Sonra dedim Mirune kızım kendine gel. Her saniyesi kıymetli bu anın. Yarım saat daha dayan. Kafamı kaldırıp Junhyung'u aradım. Bana en uzak kısımda duruyordu. HongKi konusundaki şanssızlığım onda da sürdü yani. Kimi çok görmek istersem en az onu görebildim sanırım. :p Dujun'la göz göze geldim birkaç kez. Ama tepki vermeyecek kadar halsizdim ne yazık ki. :( Bu arada Junhyung pek havasında değil gibiydi. Gülümsüyordu ama el falan sallamadı çok sık, böyle halsiz gibiydi. Ya da adamın normal duruşu öyle, kendi halinde falan? Çok büyük fanları olmadığımdan elemanları çok iyi tanımıyorum.

Beast inince Suzy ve G.O düeti vardı. Benim bu konsere beraber gittiğim arkadaşım Kore Dili'nde okuyor ve normalde sahne arkası görevinde olacaktı. İdolleri %100 görmeyebilirdi sahne arkasında olsa bile, o yüzden kendi konseri izlemeyi tercih etti. Şarkı listesini, planları bizzat görmüştü ama görüşmeye gittiğinde. O yüzden bu düetten haberim vardı. Nete yazmıştım, yabancı hayranlar "Ciddi misin? Gerçekten düet yapacaklar mı?" falan diye sormuş bana hep. O.o  İşte onlar da sahneye önümüzdeki kulisten çıktılar. Suzy önden direkt sahneye çıktı. G.O 30 saniye falan bekledikten sonra çıktı. Bildiğiniz sağ önümde 2 metre fln uzakta bekledi öyle. Ben dediğim gibi son demlerimi yaşıyodum adeta. Gözlerimde, aklımda bir bardak su resmi vardı sadece. Dalmışım G.O'ya bakarken. Kendime bir geldim o da bana bakıyor. 3 saniye kadar baktıştık öyle. Anti fanıyım gibi oldu bence. Normal hayran el mel sallar di mi. Bense dediğim gibi beklenmedik zamanda bir şey olunca dumur oluyorum, tepki veremiyorum. Neyse, sonra o da sahneye çıktı. Ardından Ailee, Hong Ki'yle onlara katıldı falan. Ben olduğum yerden sağ yukarı kulis çıkışını da görüyordum bir nebze olsun. HongKi'yle Ailee çıkmayı beklerken gülüşüp durdular.

Sonra assolist SuJu çıktı sahneye. Hemi de afilli bir şekilde. :p Mr. Simple'i söylediler. Türkçe konuştular. Hayranlarına sizi çok özledik dediler. :D Sanki önceden gelmişler de özlemişler çakallar. Hepsi 1-2 Türkçe kelime söyledi. Kyuhyun da bize terekkür etti yavrum :D Kangin de "Ben... adı...Kanginimnida" dedi. Dilleri dönmese de o kadar ezberlemişler etmişler, güzel jestti. Ryeowook kopya çekti ama olsun. :p Tüm SuJu'yu yakından görmüş oldum. Sağ olsun Kangin zaten çok ilgilendi bizim kısımla. İnsanları gaza getirmeyi iyi biliyor o grup. Gerçekten enerji patlaması yaşattılar tüm seyircilere. Kimse yanlış anlamasın da ben onları şarkıcıdan, idolden çok şov adamları olarak görüyorum. Birbirleriyle iletişimleri iyi, sahneyi doldurmayı, insanları eğlendirmeyi biliyorlar. SuJu'nun neden bu kadar çok sevildiğini bir kez daha anladım.

Sonra tüm gruplar son kez sahneye çıktı. Türkiye ve Kore bayrağı desenli iki dev balon attılar sahneye. Joon üzerimize attı Türkiye olanı. O da duman püsküren şeyin önünde havada asılı kaldı. Baya güldü Joon, hatta diğerlerine seslenip gösterdi falan. Onlar da güldü. :D Sonra konfetiler falan patlatıldı. Büyüleyici bir ortam oluştu. Ben çantamı koluma alıp olduğum yerden ayrılıp uzaktan ortadaki sahneyi izlemeye koyuldum. O an idoller hakikaten de parlıyorlar diye düşündüm. Hem parlıyorlardı hem de mutlulukla el sallıyorlardı. Ben Junhyung'a diktim gözlerimi. Bir kere olsun el sallamak isterdim baksaydı ama o konfetilerle falan uğraşıyordu, kendi halinde takılıyordu. Şansıma küseyim diye düşünürken, Donghae'nin özel olarak az önce ayrıldığım yere inip oradakilerin ellerini sıktığını gördüm. Tabii ben geri dönene kadar gitmişti. Neyse artık, hepsini yakından gördüm, canlı dinledim. Bir el de sıkışmayıvereyim di mi. Rüya gibi bir akşamdı. İnsan o duyguyu bir daha bir daha yaşamak istiyor. Düşünüyorum da şimdi bile bu kadar etkilendiysem gelenler çok daha hayranı sayıldığım gruplar, kişiler olsaydı kim bilir ne halde olurdum. -.-" 


O değil de K-popçı kızanların "O grubu ilk ben keşfettim, benim o beniim! Seni sonradan görme ergen seni!" tavırları var ya hani. Üstelik bu muameleyi hepsi birbirine  yapıyor. Kime sorsan o herkesten çok biliyor, çok seviyor falan :p Gözümde JaeJun'un nette Music Bank in Istanbul haberini görüp "Onları ilk ben keşfettim tamaam mı! Teoki beniiim!" dediğini hayal ettim. Hahah

Noktayı Joon'a gönderme yaparak koymak istiyorum!!!



1 yorum:

eyesmagic dedi ki...

Muhteşem bir yazıydı o kadar özendim ki! Sayende orada olamasam da olmuş gibi hissettim.Ne güzel bir gece geçirmişsin umarım tekrar geldiklerinde bende orada olabilirim.Bu kadar harika bir yazı için tekrar tekrar teşekkür ederim çok çok güzel bir geceymiş...