29 Ocak 2013 Salı

Johnny Kitagawa & Dünyası [Part 1/2]

27 Ocak'ta NHK World kanalında JOHNNY's World: Top of the Jpops” isimli belgesel niteliğinde bir program yayınladı. Bende program hakkında post yazma isteği uyandırabilecek kadar önemli olansa müzikali ve Johnnysleri tanıtan program değil, Johnny Kitagawa'nın programda röportaj vermiş olması. Yanlış duymadınız, bildiğimiz gizemli Johnny Amca röportaj verdi! Haberi bir hafta önce Tokyohive'de gördüğüm an gözlerim aynı böyle "O.o" olmuştu. :)) Sınav kalabalığından tam gününü unutmuşum ama geçen gece rastlayınca hemen izleyiverdim. Birazcık enerjim olsaydı vakit kaybetmeden o duygusallığın ardından post da yazardım da olmadı, uykuya yenik düştüm.

Neyse, amacım programın önemli kısımlarını sizlerle paylaşmak. Özellikle Johnny Amcalı kısımları. Johnny Kitagawa'nın bugüne kadar tvye çıkmayı kabul etmediğini biliyor musunuz? Ben en çok bu yüzden heyecanlanmıştım, ne var ki yine kamera karşısına geçmedi. Tvye çıkmayı tek bir şartla kabul etmiş. O da kameranın onu göstermediği bir açıyla çekim yapmasıymış. Neden böyle olmasını istediğini de şöyle açıklıyor. "Kamera karşısına geçersem bir sanatçı gibi hissederim, en azından ben böyle düşünüyorum. Bir sanatçı gibi hissetmemeliyim. O yüzden kamera arkasında durmam daha doğru geliyor." Programda Johnny Amca'nın yanı sıra Takizawa, Koichi Domoto gibi önemli isimler ve hatta minik yavru juniorlar da röportaj verdi. Ağırlıklı olarak Johnnys Ajansının Guiness rekorlarını anma adına şimdiye kadarki en büyük sahne şovlarından biri olan "Johnny World"den bahsedilmiş. Yani Yamada Ryosuke ve Hey Say Jump'ın diğer üyelerini izledik bol bol. :)) Şimdi programda duyduklarımı özet halinde geçeceğim şimdi.

Johnnys World Müzikali'nde toplam 180 kişinin görev aldığından, biletlerin saatler içinde tükendiğinden, Johnnys'lerin şarkıcılık ve oyunculuk dışında akrobatik hareketler bile yapabildiğinden, gösterinin nefes kesici olduğundan, binlerce kişinin izlediğinden, Johnnys Ajansının Japon müzik endüstrisine hakim olduğundan, satış rekorlarından ve sanatçıların her zaman tvde olduğundan, tüm Asya tarafından sevildiklerinden vs. yani bizim bildiğimiz şeylerden bahsediyor. Kekeke :P
Johnnys Ajansının 232 tane bir numara olmuş single'ı varmış! Johnnys Ajansı hiç boş durmamış, 10 yılda toplamda konserler/müzikaller vs. 8,419 şov gerçekleştirmiş. 

- Johnnys World provalarını, önemli rollerin ve Juniorların ne kadar çok çalıştığını gösteriyorlar.
- Johnny her zaman orada olup provaları izliyor ama nadiren yorum yapıyormuş.
- Bu kısımda videodaki ses(seslendirmen işte :P) Hey Say Jump'tan bahsetmeye başlıyor. Johnnys'nin yükselen genç grubu diyor onlar için.
- Tüm grup isimlerini Johnny kendi seçiyormuş. (Çok tuhaf ama isimler ya. Neyin kafasını yaşıyorsun sen Johnny Amca dicem, yakışık almicak :P)
- A.B.C.Z  ve Sexy Zone'dan bahsediyor. Yani müzikalde rol alacaklardan. :))
- Değil sadece şarkı söylemek, dans etmek, bu çocuklar neredeyse gerçek bir sirk ustasının yapabileceği her şeyi yapıyorlar diyor.
- Yamada'nın müzikalde bir ip üzerinde yürümesi gerekiyormuş, seyircinin üstünden. :/  (Korkuuuunç! Yazık bu çocuklara ya. Tamam, korumalı kemerleri neyim var ama kalp mi dayanır o baskıya! Yüksekten mi korkacaksın, düşüp şovu mahvetmekten mi?) Neyse...- Yamada çok çalışıyor. Tüm konsantresini vermiş, bunun dans etmekten yorucu olduğunu, çok terlediğini söylüyor. Biz amatörüz sonuçta, bunu sirke gider izlersin ama şarkıcıların yapabilmesi daha güzel olmuyor mu diyor, o bu baskıdan haz alıyormuş. Salondaki uğuldaşmaları seviyormuş. Johnnys olmanın iyi yanı bu diyor.
- Johnny World'ü Johnny'nin kendisi yazmış. Orada da bir ajans sahibi ve sanatçıları varmış vs. "Show must go on!" temalı bir senaryo zannımca.
- Neyse şu Jin'le falan zamanında anlaşma imzalayan Warner Music Japan'ın Başkan'ını gösteriyorlar. O kısımları atlıyorum, Johnny'i tanıyormuş, büyük hayranıymış. Güçlü bir ileriyi görme kabiliyeti var diyor, övüyor da övüyor vs.

Sonundaaa! Geldik Japonya'nın en büyük Ajansının kurucusu olan Johnny Kitagawa hakkındaki kısma.
Yukarıda bahsettiğim kamera karşısına geçmeme muhabbetini ettikten sonra...
Johnny - Gidip seyircinin yanına oturuyorum, eleştirilerini dinliyorum. Beni fark etmiyorlar bile. Böylece fikir sormama gerek kalmıyor, kendiliğimden öğrenmiş oluyorum. Herkesin tepkisini bizzat kendim duyuyorum. Bu çok ilginç bir şey. Bu beni bir yapımcı olarak motive ediyor.
Muhabir - Yani dinleyip ona göre değişiklikler mi yapıyorsunuz?
Johnny - Tabii. Problemi bulup çözmelisiniz. Aynı şeyde ısrar etmenin bir anlamı yok. Ekip değişikliklere çok hızlı uyum sağlıyor. Onlara müteşekkirim.

(Hakikaten senaryoyu neredeyse her gün değiştiriyormuş. Çocuklar öyle alışmış ki sakince karşılayıp yeni replikleri çalışıyorlar. )
Yamada: "Replikler hep değişiyor ama her seferinde öncekinden daha iyi olduğunu görebiliyorsunuz. Johnny'de harika olan şeylerden biri bu. Çok havalı biri. Diğer insanlara göre beyni çok farklı çalışıyor."
Takaki: "Şu an içeride bir sürü kişi var değil mi? Bazen kendisi bizzat çıkıp herkese fast food yiyecekler alıp yine bizzat kendisi getiriyor. Bir patron bunu yapmaz genelde. Sanırım o herkesi mutlu görmekten hoşlanıyor."
Daiki: "Resmi konuşmuyor, arkadaşmışız gibi konuşuyor. Telefondayken ben "Tamam, peki anladım. Hadi görüşürüz." diyorum. Annem kimle konuştuğumu sorduğunda ve Johnny diye cevap verdiğimde, delirdi resmen. "Aklından ne geçiyordu?" oluyor."
Tackey: "Fikir uyuşmazlığına düştüğümüzde, hangi konuda ciddi, hangi konuda değil, tam anlamıyla farkına varabiliyorum. Gerçekten bir konuda ciddiyse onun dediği gibi yapıyorum. Bazen onun tam bir çatlak olduğunu düşünüyorum. İnsanların daha önce hiç denemediği şeyler yapmak istiyor. Hiç kimsenin daha önce görmediği şeyler ortaya koymak istiyor. İşte işin eğlencesi de burada."



Muhabir - Hayatınızı gerçekten merak ediyorum. Amerika'da doğmuşsunuz. Doğru mu?
Johnny -  Evet, doğru. Los Angeles'da doğdum. Ben doğar doğmaz Japonya'ya dönmüşüz. II. Dünya Savaşı çıkınca Los Angeles'a geri dönememişiz. Ama savaş biter bitmez döndük. Babamın orada Budist Tapınağı vardı. 
Muhabir - Tapınağı mı vardı?!
Johnny - Şu Pazar Okulu diyebileceğiniz şeylerden. Babam çok şey yaptı. 
(Videoda konuşan sözcü yine araya giriyor. Johnny'nin babası Los Angeles'a Budizm dinini yaymak için gitmiş. Yani Johnny'nin iki memleketi var. Japonya ve Amerika. Los Angeles'daki tiyatro ve müzikalleri çok seviyormuş. Bu yüzden sahne görevlisi olarak çalışıyormuş. 1945'den sonra Los Angeles'da sahne almaya gelen oyuncular ve şarkıcılarla arkadaşlık kurmaya başlamış.)
Johnny - Japon eğlence sektöründe çalışanlar sık sık Los Angeles'a geliyordu. Biz onları karşılama komitesindeydik. Ama 1949'da, hala Japonya'dan gelenlerin performans sergilemesi için Japon usulü tiyatrolar yoktu. 
Muhabir - İnsanları tapınakta mı bir araya getirdiniz?
Johnny - Aynen öyle. Performans sergilemek istiyorlardı ama uygun bir yer yoktu. Her şeyi tapınakta hallederdik. O zamanlar çocuktum ama herkese yardım etmeye çalıştım.

~ 2 part halinde vereceğim postu. Japonya'ya dönüşü ve ajansı kuruşu, yani en önemli kısmı sonraya kaldı. Görüşürüz ~~

4 yorum:

Nova dedi ki...

Uwah~~ etkilenmiştim yine yine yine etkilendim. Ama seyircilerin arasına girip dinlemek, çok zekice. :D o.O Hayranım adama da tüm ajansına da fikirlerine, yasaklarını bile seviyorum. :D

Ellerine sağlık Miru, çok çok güzel olmuş. :) ♥ Diğer partı da dört gözle bekliyorum. :)

Niyon dedi ki...

Hayran mı olsam, korksam mı bilemedim :D İlginç biri şu Johnny.

Ablama konuşuyorduk geçen, ona bazen Johnny'den bahsediyorum. Bak fotosunu gör dedim. Ablam da manyak manyak "bence gerçek değil bu, söylesene hiç vidyosu var mı?" dedi. Boş boş bakıp düşündüm, "Valla hiç görmedim" dedim. Şimdi şu yazıyı okuyunca tırstım, ahaha XD

Ama seyircinin arasında tanınmadan oturup, fikir almak harika.

Şirkete yabancıyken bir Johnny konserini "Yakışıklı çocuklar sirki" diye tanımlamıştım :D Belki de o zamanlar şirketle ilgili yaptığım tek doğru yorumdur bu.

Ama ben zaten öyle gösterileri severim. Yani çok etkileyici buluyorum o şovları.


Bir program seyrediyordum, bir yığın Johnny's çocuğu toplanmıştı. Bizim adımıza şöyle karar verdi,bizimkine böyle, falan diye anlatıyorlardı Johnny amca için. "Tüm adları o koyuyor galiba" demiştim. Yaşasın~, "galiba" demekten kurtuldum :D

Johnny amcayla ilgili biraz bir şeyler okumuştum ama Los Angeles'taki eğlence sektöründeki aktivitelerini bilmiyordum. Ayrıca babasının tapınağının da orada olduğunu bilmiyordum. İlginçmiş.

Johnny etkileyici, korkunç biri gibi geliyor bana şimdi iyiden :D

Çoook teşekkürler program raporun için, devamını merakla beklemekteyim.

Mavera dedi ki...

2. part çabuukk gelsinn^^En heyecanlı yerinde kaldık:D

Unknown dedi ki...

@Nova aslında çok güzel olmadı, çünkü yeterince şey yazamadım. Asıl güzel olan kısmı sonrası.
Ben de çok duygulandım, bir yerde gözyaşlarıma engel olamadım hatta. :( Bence o kılık değiştirip giriyordur insanların arasına. "Farkıma bile varmıyorlar." diyo ya. Ortalama bir Johnnys sever anında tanıyabilir bence onu. :D

@Niyon ben de çok ilginç buluyorum adamı. Daha önceden resminin, hakkındaki bilgilerin azlığını fark etmiştim. Allam diyodum bu adam nasıl bir adam ola ki, nasıl bu kadar gizemli olabilir ki, en ünlü Japonlardan biri olarak. Hep ilginç gelmişti bana. Sırf Jin'in bir kere o bizim babamız gibidir dediğini hatırlıyorum, hepsi bu. :D Spoiler vermeyeyim ama merak uyandırması hakikaten normalmiş. İlginç bir adam. O.o
@Manevra Üşenmezsem ve başlarsam bitirmem gereken bir çevirim var şu an. Sonra hemen buna devam edicem. Sadece yazmaktan yorulduğumdan değil, ayrıca çok uzun olmasın, okuması sıkmasın istedim diye 2 kısma ayırmak istedim açıkçası. :P