31 Ağustos 2010 Salı

Mimlenmiştik bir ara...

Hafızam beni yanıltmıyorsa, bir ara mimlenmiştim galiba dedim ve Berre'nin blogunda bir öne bir arkaya başladım sayfaları aramaya. Hiç anlamam böyle işlerden. Mimin konusu "Yolculuklar ve Garip Olaylar" imiş. Onu bile unutmuşum. :D

Yolculuk deyince aklıma Edirne -İstanbul -Ankara arası geliyor. Çok gittim geldim bu üçgende. Bir ara hiç unutmam sadece 4 günlük boşluğum vardı. Edirne'den İstanbul'a, oradan Ankara'ya, Ankara'dan geri İstanbul'a ve en sonunda da Edirne'ye geçmiştim. Aktarma mahiyetinde değil bildiğiniz her yerde bir akşam kalarak yaptım bu geziyi. O kadar deli yolculuk yapan biri olarak da başıma birçok şey geldi tabii.

Bir keresinde bir oğlan çocuğu oturmuştu yanıma. İlerleyen saatlerde de üstüme kusmuştu. Şimdi " Iyyk! Iğğreönnççü!" diyebilirsiniz ama ben kızmamıştım. Normalde her saniye parlayabilen, bağırıp, çağırabilen biriyim ama çocuk öyle utandı, öyle üzüldü ki. Kıyamadım. Bu dünyada en sevdiğim şey çocuklar çünkü. Muavinden peçete, kolonya falan istedim ve bir güzel temizlendim. Çocuğa kusmaması için kafasını meşgul edecek oyunlar öğrettim. Çok iyi anlaşıp gazete falan okumuştuk beraber. Yalnız çocuk müzik nedir bilmiyordu. İlkokul 3'e giden bir çocuğun hiç şarkı bilmemesi, dinlememesi beni çok şaşırtmıştı. Ona Tokio Hotel dinletmiştim hemen. Nihaha! :D Oysaki otobüste yanındakiyle sohbet kurup, tüm hayatını ifşa eden insanlardan değilimdir. Öylesini de hiç sevmem.

Sonra, ben çok şanslı biriyimdir. Bir gün nazar değecek diye korkarım. İşlerim yolunda gider, istediklerim çoğu zaman gerçekleşir vs. Gelin görün ki yolculuklarda tam aksine kötü talih beni bulur. Hep benim bindiğim otobüsler bozulur, -çok şükür- küçük çapta çarpışmalar yaşanır, kavgalar çıkar. :/ Düşününce bir bir aklıma geliyorlar.

Bir keresinde 6 saatlik yolu, 15 saatte bitirebilmiştim. Sonra 1 keresinde otobüsler çarpıştı, çarpışmadan ziyade bir nevi sürtündüler. Ne hıkmetse tam da benim oturduğum koltuğa odaklı bir çarpışmaydı. :S Dedim ya normalde şanslıyımdır. Başıma daha kötüsü gelmedi şükür.

Bir keresinde ön tarafta kavga çıkmıştı; adamlar otobüsü durdurup dışarıda birbirilerine girdi çok fena.

Bu olayların ortak noktası ne mi? Hep aynı adamın muavinlik yaptığı seferlere denk geliyor olması. Kulakları çınlasın hiç hoşlanmadığım bir adamdı. Ne yazık ki 1 ayda 4 kez aynı sefere denk geldik. Ki ayarlasam tutturamam bu kadarını. Adama göre ben, bana göre o uğursuzdu. Birbirimizi görünce "Yine mi sen?" oluyorduk. O 4 yolculukta hep kalbim ağzımda yolculuk yaptım. :/

Böyle işte... Benden bu kadar. Pek iyi yolculuklar sayılmazlardı. :D

0 yorum: